Haber Detayı

YABANCI ŞİRKETLERİN LİMİTED ŞİRKET HİSSELERİNİ DEVRİ NEDENİYLE VERGİLENDİRME

Limited şirketlerin hisse devir işlemlerine ilişkin süreç esas itibariyle Türk Ticaret Kanunu'nun (“TTK”) 595. maddesinde düzenlenmektedir. Söz konusu madde ve ilgili yasal düzenlemeler uyarınca hisse devir işlemleri için izlenmesi gereken adımlar şu şekildedir:

·      Öncelikle hisse devir işlemine konu payların gerçek değeri belirlenecektir.

·      Taraflar arasında yazılı bir Hisse Devir Sözleşmesi akdedilecektir.

·      Söz konusu Hisse Devir Sözleşmesi noter tarafından tasdik edilecektir.

·   Şirket Esas Sözleşmesi’nde aksi kararlaştırılmış olmadıkça hisse devrine ilişkin Ortaklar Genel Kurulu kararı alınacaktır.

·      Hisse devri Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil ve ilan edilecektir.

·      Hisse devri, şirket pay defterine kaydedilecektir.


Hisse devir işlemine taraf olan yabancı şirket, merkezi Türkiye'de bulunmasa dahi Türkiye’de yapılacak hisse devir işlemleri bakımından TTK’ye tabi olacaktır. Bununla birlikte, söz konusu hisse devir işlemleri neticesinde Türkiye’de elde ettiği kazançlar bakımından da Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca vergisel sorumluluğu doğacaktır. Gelir Vergisi Kanunu uyarınca Hisse Devir Sözleşmesi’nin Türkiye'de akdedilmiş olması halinde yabancı limited şirket kazancının Türkiye'de elde edilmiş olduğu kabul edilmekte ve bu sebeple vergisel sorumlulukları gündeme gelmektedir.

Yukarıda belirtildiği üzere, gerek noter huzurunda Hisse Devir Sözleşmesi akdedilmeden önce gerekse Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde tescil ve ilan edilecek hisse devir kararında, hisse devrine konu payların “gerçek değerinin” belirlenmiş olması gerekmektedir. Yasal düzenlemeler uyarınca öncelikle payların gerçek değerinin belirlenmesi ve bu değer üzerinden hisse devir işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerekmekte ise de uygulamada hisse devir işlemleri genellikle “nominal değer” üzerinden gerçekleştirilmektedir. Ancak, hisse devir işlemlerinin nominal değer üzerinden gerçekleştirildiği durumlarda, yabancı şirketlerin hukuki yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmasından bahisle vergi mevzuatı uyarınca hisse devrine konu payların gerçek değeri ile nominal değeri arasında farktan kaynaklı bir vergi ziyaı cezasına hükmedilmesi söz konusu olmaktadır.

Yabancı şirketler tarafından vergi dairesine bildirimde bulunulmadığında herhangi vergisel sorumluluğun meydana gelmeyeceği düşünülmektedir. Ancak, noter huzurunda hisse devir işlemlerinin tamamlanmasının ardından ilgili vergi dairesine otomatik olarak hisse devir işlemlerinin gerçekleştirildiği bildirilmektedir. Zira noter ve vergi dairesi sistemlerinin birbirine entegre olması sebebiyle ilgili şirketin vergi kimlik numarası ile yapılan tüm işlemler vergi dairesi tarafından da görülebilmektedir. Tüm bunlarla birlikte, Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca dar mükellefiyete tabi yabancı şirketler, kazanç tarihinden itibaren 15 gün içinde Türkiye'deki kazançlarını ilgili vergi dairesine bildirmekle yükümlüdür. Aksi takdirde haklarında vergi ziyaı cezası hükmedilecek ve bu cezanın ödemesinden şirket ile beraber temsilcileri de müteselsilen sorumlu tutulacaktır.

Yabancı şirketlerin hisse devir işlemleri neticesinde meydana gelecek vergisel sorumluluktan muaf tutulabilmesi ancak taraf ülke ve Türkiye arasında Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması bulunması halinde mümkündür. Bu durumda dahi, Anlaşma hükümlerinin dikkatlice incelenmesi ve şirketin vergiden ne oranda sorumlu tutulmayacağına ilişkin belirleme yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde yabancı şirket bakımından vergi ziyaı cezası gündeme gelebilecektir.

Sonuç olarak, yabancı şirketlerin Türkiye'de Hisse Devir Sözleşmesi akdetmesi halinde, Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarındaki istisnalar saklı kalmak kaydıyla muhakkak bir vergi yükümlülüğü doğacaktır. Şirketin vergi ziyaı cezası ile karşı karşıya kalmaması adına hisse devrine konu payların gerçek değeri belirlenmeli ve bu değer üzerinden hesaplanacak vergi miktarının süresi içerisinde ilgili vergi dairesine ödenmesi gerekmektedir.