İŞÇİ ÜCRETİNDE TAKAS MÜMKÜN MÜ?
4857 sayılı İş Kanunu başta olmak üzere Türk mevzuatında işçi ücretini koruyucu ve ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır. Nitekim, İş Hukukunun en önemli konularından olan ücret alacağı sadece işçiyi değil tüm topluma etki yapacak bir alacaktır. İşçi ücretinin haciz, takas ve kesinti yapılmasına ilişkin sınırlamalar işçi alacağının korunması kapsamında son derece önem arz etmektedir. Anayasanın 55. maddesinde “Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır.” denmek suretiyle işçi ücretine anayasal güvence sağlanmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesinin 1. fıkrasında genel anlamda ücret, “bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır” şeklinde tanımlanmıştır
İşçi ücretlerinin korunmasına yönelik düzenleme, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 35. maddesinde ‘’İşçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik olunamaz. Ancak, işçinin bakmak zorunda olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya dahil değildir. Nafaka borcu alacaklılarının hakları saklıdır.’’ şeklinde yer almaktadır.
Aslında işçi ücretinin korunmasında sadece işçinin kendisi değil bakmakla yükümlü olduğu aile üyeleri de korunmuştur. Çünkü İş Kanunu’nun 35. maddesinde, işçinin bakmakla yükümlü olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktar haczedilemeyecek miktara ayrıca eklenecektir. Yani, işçinin ücretinden nafaka borçlarının ödenmesinde herhangi bir haciz sınırlandırılması söz konusu olmayacaktır. Bu durumda, ¼ oranı dikkate alınmayacak, aylık nafaka tutarının maaşın ¼ ‘ünden fazla olması halinde nafaka tutarı kadar kesinti yapılacaktır.
Haciz, devir ve temlik konusu İş Kanunu’nda düzenlenmiş olmasına rağmen, işçi ücretlerinin rehnedilmesi ve takası konusu düzenlenmemiştir. Nitekim, işverenin işçiden ihbar tazminatı, trafik cezası gibi çeşitli nedenlerden dolayı alacağı olabileceği gibi, işçiye ücretten başka, ihbar ve kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti gibi borçları da olabilir. İşverenin; alacaklarını, işçiye karşı olan borçlarına karşılık yasal sınırlar çerçevesinde takas etme imkanı bulunmaktadır.
İşçinin ücret alacağının takas edilmesi konusu 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (‘’TBK’’) düzenlenmiştir (TBK m.407-410). TBK’nın 407. maddesinin 2. fıkrasına göre, “İşveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu işçinin rızası olmadıkça takas edemez. Ancak, işçinin kasten sebebiyet verdiği yargı kararıyla sabit bir zarardan doğan alacaklar, ücretin haczedilebilir kısmı kadar takas edilebilir”.
Görüldüğü üzere, ilgili madde hükmünde işçi ücretinin takas edilemeyeceği yönündeki kurala iki istisna getirilmiştir. Bunlardan ilki, işçinin işverene kasten zarar vermesidir. Bu durumda işveren kasten verilen zarardan doğan alacağını, işçinin rızasını almadan ücret borcu ile takas edebilmesidir. Ancak, zarar verme durumunun yargı kararı ile kesinleşmiş olması gerekmektedir. İşverenin bu istisnadan kaynaklı takas imkanı işçi ücretinin ¼ ‘ü ile sınırlıdır.
İkinci istisna ise, işçinin takasa rıza vermiş olmasıdır. İşçinin yapılacak takasa onay vermesi durumunda, işverenin ücret borcu ile işçiden olan alacağının tamamı takas edilebilir. İşçinin yapılacak takasa onay vermesi durumunda herhangi bir parasal sınırlama söz konusu olmayacaktır.
Kanun koyucu, işçi ücretinden yasaya aykırı olarak takas ve mahsup yapılmasını işçi açısından haklı fesih nedeni saymıştır. Nitekim, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinin 2. fıkrasının e bendinde, “işveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse” denmek suretiyle işçinin haklı nedenle fesih yetkisinin bulunduğu belirtilmiştir.
Sonuç
İşveren, işçiden olan alacağı ile ücret borcunu işçinin rızası olmadıkça takas edemez. İşçinin rıza göstermesi halinde, işverenin ücret borcu ile işçiden olan alacağının tamamı takas edilebilir. Bunun yanında işveren tarafından, işçinin kasten sebebiyet verdiği yargı kararı ile sabit bir zarardan doğan alacağın haczedilebilir kadar kısmı (¼’ü), işçinin rızası aranmaksızın ücret borcundan takas edilebilmektedir.