İSPAT VASITASI OLARAK FATURA
Taraflar arasında kurulan sözleşmenin ifa aşamasına ilişkin Vergi Usul Kanunu(“VUK”) m. 230’da belirtilen şekil şartlarını taşıması gereken bir fatura düzenlenir.
VUK m. 230 uyarınca faturada asgari olarak bulunması gereken bilgiler:
-
Faturanın düzenlenme tarihi seri ve sıra numarası,
-
Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası,
-
Müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası,
-
Malın veya işin nev'i, miktarı, fiyatı ve tutarı,
-
Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası
şeklinde belirtilmiştir.
Faturayı alan kişi, bu faturanın içeriğine itiraz edebilir. Faturaya itiraz edilmemesinin sonuçları Türk Ticaret Kanunu(“TTK”) m. 21 f. 2’de düzenlenmiştir. Bu hüküm “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.“ şeklindedir. Uygulamada, muhataba iade faturası ya da ihtarname gönderilerek faturaya itiraz edilmektedir.
Faturaya ilişkin TTK m.21 f.2’de düzenlenen sonuçların doğabilmesi için aşağıdaki şartlar mevcut olmalıdır:
-
Taraflar arasında geçerli bir sözleşme mevcut olmalı ve fatura bu sözleşme ilişkisi çerçevesinde VUK m. 230 şekil şartlarına uygun şekilde düzenlenmiş olmalı,
-
Fatura muhataba ulaşmış olmalı,
-
Faturaya yasal süresinde itiraz edilmemelidir.
Faturaya itiraz edilmemesi halinde söz konusu fatura düzenleyen lehine adi, kanuni bir karine oluşturmaktadır. Adi karine olduğundan aksini ispat mümkündür. Yani, uyuşmazlık halinde, faturaya süresinde itiraz edilmemiş olsa da itiraz etmeyen taraf haklılığını ispat edebilir, ticari defterler ve diğer yasal deliller değerlendirilmektedir.
Ayrıca, fatura sözleşmenin ifa aşamasına ilişkin olduğundan tarafların arasındaki sözleşmesel ilişkiyi ispata tek başına yeterli değildir. Bu konuda, fatura yanında tarafların ticari defterleri ve diğer yasal deliller de incelenmektedir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki faturaya itiraz edilmemiş olması işin yapıldığı ya da malın teslim edildiğine ilişkin bir karine teşkil etmez, uyuşmazlık halinde bu hususların düzenleyen tarafından kanıtlanması gerekir. İstisna olarak kapalı fatura, faturada yer alan bedelin ödendiği hususunda karine teşkil eder.
Son olarak satılan malın veya yapılan işin adedi türü, bedeli, ücreti gibi sözleşmenin ifasıyla ilgili olarak faturada yer alması olağan sayılan hususlar dışında taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenmemiş bir hususa ilişkin hükümler faturada yer alabilir. Fatura içeriğine itiraz edilmemesi, bu hükmün de kabulü anlamına gelmeyecektir.
Sonuç olarak; fatura, belirli şartlar oluştuğunda ticari uyuşmazlıklarda delil olmaktadır. Faturaya yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğinde fatura ile içeriğindeki miktar, satılan mal, yapılan işin türü, adedi kanıtlanabilecek ancak malın teslim edildiği, işin yapıldığı gibi neticeye ilişkin hususlar kanıtlanamayacaktır, fatura düzenleyen lehine delil kabul edilse de fatura tek başına yeterli olmayacak ticari defterler incelenecektir. Bu nedenle, uyuşmazlık ihtimali göz önüne alınarak faturaya tek delil olarak güvenilmemesi, yazılı bir sözleşme yapılması ve ticari defterlerin mutlaka usulüne uygun tutulması tavsiye edilmektedir.