URDG 758 KAPSAMINDA BAĞIMSIZLIK İLKESI
Giriş
Teminat mektupları, özellikle uluslararası ticari işlemlerde taraflar arasındaki güven ilişkisini pekiştiren ve ödeme risklerini asgariye indiren araçlar arasında yer alır. Sözleşmeye taraf olan kişi veya kurumların edimlerini ifa etmemesi ihtimaline karşı, üçüncü bir kişi (genellikle banka) tarafından verilen bu mektuplar, taraflar arası finansal ilişkilerin güvenli biçimde sürdürülebilmesi bakımından büyük önem taşır. Teminat mektubunun amacı, sözleşmeye taraf olan borçlunun taahhüdünü yerine getirmemesi hâlinde, lehtarın belirli bir tutara kadar güvence altına alınmasıdır. Bu mektupların işleyişine dair kurallar, Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) tarafından yayımlanan ve 2010 yılında yürürlüğe giren Uniform Rules for Demand Guarantees 758 (URDG 758) düzenlemeleriyle belirlenmiştir.
URDG 758, global ölçekte uygulama bulan ve farklı ülke hukuk sistemleri arasındaki uyuşmazlıkları asgariye indirmeyi hedefleyen bir düzenlemedir.
URDG 758’in konusunu “talep garantisi (demand guarantee)” oluşturmaktadır. Talep garantisi düzenleyen garantör banka, teminat mektubu metninde belirtilen şartları sağlayan ödeme talebinin kendisine sunulması üzerine, belirli bir miktarda parayı ödemeyi taahhüt etmektedir. Talep garantisinin en karakteristik özelliği, garanti taahhüdünün, muhatap ile lehtar arasındaki temel borç ilişkisinden ve banka ile lehtar arasındaki teminat mektubunun düzenlenmesini konu edinen ilişkiden bağımsız oluşudur. Bu özellik, teminat mektubunu, dayanak sözleşmeden ayrı bir hukuki işlem hâline getirir.
Bağımsızlık İlkesinin Tanımı ve Önemi
Bağımsızlık ilkesi URDG 758’in “Garanti ve kontrgarantinin bağımsızlığı” başlıklı 5. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Bağımsızlık ilkesi, teminat mektubu ilişkilerinde, garantörün taahhüdünün altta yatan sözleşmeden bağımsız olduğunu ifade eder. Başka bir deyişle, teminat mektubu bir “aksesuar” (bağımlı) değil, kendi başına ayrı bir borç doğurur. Dolayısıyla, talep garantilerinde lehtar ile muhatap arasında mevcut olan temel borç ilişkisinden kaynaklanan savunma ve itirazlar (temel ilişkinin geçersizliği, sona ermiş olması veya muhatabın edimini ifa etmemesi gibi durumlar) garantör tarafından ileri sürülemez. Aynı şekilde, garantör banka ile lehtar arasındaki teminat mektubunun düzenlenmesine ilişkin ilişkiden doğan (lehtarın garanti masraflarını ödememiş olması gibi) itiraz ve def’iler de talep garantisi kapsamında dikkate alınamaz. Kısacası, garantörün ödeme taahhüdü, yalnızca garanti metninde yer alan şartlarla sınırlıdır ve bu taahhüt, garantör ile muhatap dışındaki herhangi bir ilişkiye dayanan savunmalardan etkilenmez.
Uygulamada Bağımsızlık İlkesinin Etkileri
Bağımsızlık ilkesi, uygulamada ciddi avantajlar sağlamakla birlikte bazı riskleri de beraberinde getirir. Teminat mektuplarının, esas sözleşmeden bağımsız olması, yüklenicilerin veya satıcıların haksız ödemelerle karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır. Bu bağlamda, bağımsızlık ilkesinin bir yansıması olarak karşımıza çıkan önemli bir düzenleme de kısmi ödeme taleplerine imkan tanınmasıdır. URDG 758 madde 9/b’ye göre, lehtar garanti tutarının tamamı için tek seferde talepte bulunabileceği gibi, zararının sadece bir kısmı gerçekleşmişse kısmi ödeme talebinde de bulunabilir. Örnek vermek gerekirse; bir inşaat sözleşmesinde yüklenicinin gecikmesi nedeniyle işveren 100.000 USD tutarında bir talep garantisi temin etmişse; eğer gecikmeden doğan zarar ilk aşamada 25.000 USD ise, lehtar bu tutar için kısmi ödeme talebinde bulunabilir.
Bu yapı, özellikle uzun süreli projelerde veya ifa sürecinin kademeli olarak gerçekleştiği sözleşmelerde, zararların bir defada tespit edilemediği durumlarda etkin bir çözüm sunar. Lehtar açısından, tüm zararın oluşmasını beklemeksizin güvence altına alınması; garantör bakımından ise belgeye dayalı, sınırlı ve şeklen belirli taleplerle muhatap olunması avantaj teşkil eder. Ancak bu yöntemin işlevsel kalabilmesi için, garanti süresi sona ermeden önce zararların usulüne uygun olarak talep edilmesi ve her bir talebin ayrı ayrı URDG hükümlerine uygun biçimde hazırlanması gerekir.
Sonuç
Sonuç olarak, URDG 758 kapsamında teminat mektuplarının bağımsızlığı, garantörün sadece kendi taahhüdü ile bağlı olduğunu ve başkaca sözleşmesel ilişkilerden etkilenmediğini ifade eder. Bu yapı, lehtara güçlü ve esnek bir ödeme güvenliği sağlarken, kısmi ödeme imkânı sayesinde zararların gelişen süreç içinde tazmin edilmesine de olanak verir. Teminat mektuplarının işlevselliği, büyük ölçüde bu iki yapısal özelliğin etkin şekilde uygulanmasına bağlıdır.